**ANADOLU PANTERİ
   ANADOLU PANTERİ



Anadolu Panteri (Pantherea Pardus Tulliana) : Anadolu parsı, Orta Doğu ve Batı Asya'da yaygın olan İran leoparının (Panthera pardus saxicolor) Anadolu'da yaklaşık 30 yıl öncesine kadar yaşamış olan bir ırkıdır. Anadolu parsı Ege ve Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde, daha çok ormanlık ve dağlık alanlarda yaşamıştır. Yaklaşık ömürleri 20 yıldır. Doğal yaşam alanları ve av kaynaklarının azalması parsları insanların yaşadığı yerlere yönlendirmiş ve bu da genellikle vurularak ya da zehirlenerek öldürülmelerine yol açmıştır. Anadolu'da varlığı 1974 yılından bu yana güvenilir şekilde kanıtlanamamıştır. Bundan dolayı en son bireyin 1974'de Beypazarı'nda vurulduğu kabul edilmektedir.



SON ANADOLU PANTERİ BENEKLİ


Ama hiçbir avcı Anadolu Panteri’nin nesline Mantolu Hasan’ın(ÜSTTE) verdiği zararı veremedi. 1930-1950 yıllarında İzmirli avcı Hasan Bele, tek başına yaklaşık on beş panteri öldürdü. Bu sayı, Atatürk zamanında Ankara’ya gelen ve Türkiye’de zoolojinin kurucusu olarak bilinen ve panterin Anadolu’daki dağılımının haritasını yayınlayan Dr Hans Kumerloeve’nin “Türkiye’nin Memeli Hayvanları” araştırmasında da elli olarak belirtilmekteydi

.

Mantolu Hasan vurduğu panterlerin postlarını gövdesine pelerin gibi dolayarak dolaşırdı. Bu katliam ancak devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kendisine bir çifte verip, bir daha panter vurmama sözü almasıyla son bulmuştu.

Anadolu Panteri’nin bugüne kadar doğada canlı olarak çekilebilmiş tek fotoğrafı 1949’da, Malatya / Gölbaşı’nda, mülteci Alman bilim adamı Prof. Dr. Curt Kosswig tarafından çekilmiştir. 1946’da Cafer Türkmen tarafından çekilen panter fotoğrafı, İzmir Hayvanat Bahçesi’ndeki Zoza’nın fotoğrafıdır.(altta)


 

 

17 OCAK 1974 / SON PATİ İZİ

 

 

Bağözü Köyü, Beypazarı’na 12 km uzaklıkta, Nallıhan yolundan kuzeye ayrılarak ulaşılan okulu, sağlık ocağı, PTT acentası, kanalizasyonu bulunmayan; köylülerinin ekip biçtikleriyle kıt kanaat geçinip gittikleri yoksul bir köydür.

 

Bu köy, ABD-Wyoming’deki rezervlerden sonra, dünyanın ikinci büyük Trona rezervinin, yani tabii soda külü rezervinin dibindedir.


17 Ocak 1974 sabahı, Havva Köksal dere yatağı boyunca aşağıdaki bahçelere – yer elması toplamaya gidiyordu. Önden yürüyen kocası ve kayınbabası gözden kaybolmuşlardı. Şimdi dozerle doldurulmuş olan, o zamanki dere yatağında kocaman, benekli bir kedi yatıyordu.

 

Havva hayatında ilk defa böyle bir hayvan görürken, belki Benekli de hayatında ilk defa bir insan görüyordu. Benekli, Anadolu’da görülen son Anadolu Panteri’nden başkası değildi.

 

Otuz yıl aradan sonra, Mehmet Ertüzün’le birlikte 11 Mart 2004’te Havva Köksal’ı ziyarete gittiğimizde bize büyük karşılaşmayı anlatmıştı.

 

- Şöyle uzun kuyruklu upuzun “bir şey”, orada yolun kıyısında yatıyordu. Onu görünce geri geri gitmemle şak deyip kuş gibi üstüme konması bir oldu. Kolumdan tuttu silkeledi; gözlerimi açtığımda yanımda köpek oturağı gibi oturuyordu. Yine gitmişim kendimden. O sırada odundan Süleyman geliyormuş – onu görünce kaçmış...

 

Benekli dört - beş metre uçup, Havva’nın kolunu kaptığında, o silkelemede kol kırılmıştı. Ama bir gerçek daha vardı, Benekli’nin öldürme amacı yoktu, baygın Havva’nın yanıbaşına oturup beklemeye başlamıştı. (Leoparlar yalnız yaşayan, gece hayvanlarıdır; iki yılda bir, genellikle de Ocak ve Şubat aylarında çiftleşirler. Avlarını boynuzluysa boğazından, boynuzsuzsa ensesinden ısırarak öldürürler. 17 Ocak’ta, gündüz vakti, yerini yurdunu terkedip dolaşıyor ve dibinde savunmasız yatan insanı öldürmüyor olması, kendisine aştan ziyade eş aradığını düşündürmektedir). 

 

O sırada köydeki bir evde bu durum görülmüş, kadın kocasına:

 

- Kalk yaa; Havva’yı bir canavar yiyor...   diye bağırmıştı.

 

İlk, belki de son defa bir leopar tarafından ısırılmış birisiyle sohbet ediyorduk. Bu sohbet sırasında:

 

- Çok müthiş, temiz, yani o kadar güzeldi ki, üzerinde kir yoktu – halı gibiydi; onun canlı hali bir bambaşkaydı...

 

ya da:

 

- Belki de kendim tepinirken kırmışımdır kolumu...   gibi sevgi, koruma ifadeleri de dikkatten kaçmıyordu.

 

O zaman İzmir’de vatani görevini yapmakta olan oğluna:

 

- Anneni panter ısırdı   diye haber gitmişti. Oğlu izin alamayınca da firar etmişti; Bağözü’ne gelinceye kadar yolda aklına kimbilir neler neler gelmişti.

 

** ** **

 

BENEKLİ’NİN ÖLÜMÜ

 

Silahlı köylüler “alaca canavar”ın peşindeydi. Başören, Çakıloba gibi çevre köylerden de eli silah tutanlar gelmişti. Amansız bir iz sürümü başlamıştı.

 

Benekli “insan”la karşılaşmış, hayatı kaymış, oradan oraya kaçmaktaydı. Karşıdaki sırta gidip bir çoban ve köpeklerini görünce geri dönüyor, geldiği yolu bulmaya çalışıyordu.

 

Ahmet Çalışkan müthiş bir avcıydı. “Kapı” denilen, vahşi hayvanların geçiş yapacağı yolakları iyi bilirdi. Benekli’nin geçebileceği kapıyı tahmin edip, kargaların da telaşlı iniş çıkışını gözleyip, köyün yukarılarındaki Kızıl Meşe Mevkii’nde pusuya yatmıştı.

 

           

 

Ve yanılmamıştı; Benekli can havliyle kapıdan geçerken Ahmet Çalışkan 1980 sonrası devlete teslim edeceği mavzerini (Mauser) doğrultup atışını yapıyor, yüz elli metreden Benekli’yi vuruyordu.

 

Artık yaralı panter kaçmaktan, izini kaybettirmekten vazgeçmiş, can havliyle kuru meşeleri söke söke Ahmet Çalışkan’a doğru koşmaya başlamıştı.

 

Birisi sağ kalacaktı; Ahmet Çalışkan üzerine koşan yaralı pantere dokuz defa ateş ediyor, yedisinde vuruyor, Panter ise hala koşarak geliyordu. Artık iki metre kalmıştı, Çalışkan son atışını yaptı ve çene altından giren kurşun Benekli’ye takla attırarak döş üstü yere yatırdı.

 

Benekli can çekişirken, yanına oturup onu sevmeye başlamıştı. Hala bilemiyordu; neyin nesiydi bu alacalı hayvan? Ahmet Çalışkan 1994’te astımdan ölmeden önce şimdi Bağözü Köyü’nün muhtarı olan oğlu Zekeriya Çalışkan’a o anki tarifsiz hüznünü anlatacaktı.

 

                        

 


KAYNAK:www.ergir.com(Düş Hekimi)




                                                    

neslitukenenler.tr.gg
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol